MiGREN

Migren yaşam kalitesini bozan ve yüksek sosyo-ekonomik yükü olan bir hastalıktır.

Migren ağrılarının kesin nedeni henüz bilinmemekle beraber beyinde, baştaki sinirler ve kan damarları çevresinde ağrı üreten enflamatuar maddelerin salınmasına yol açan bir mekanizmanın aktivasyonundan kaynaklandığı düşünülmektedir.

Genetik yatkınlığı olan kişilerde çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalık olarak kabul edilir.

Migren yaygın, genellikle tek taraflı, şiddetli, zonklayıcı bir baş ağrısı hastalığıdır. Ataklar en az 4 saat, en fazla 72 saat sürer.

Migren ataklarında ışık ve sese karşı hassasiyet, kokulardan rahatsız olma durumu, hatta bulantı ve/veya kusma eşlik edebilir.

Migren ağrıları en sık ergenlikte başlar ve en çok 35 ile 45 yaş arasındakileri etkiler.

Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür.

Migren atakları auralı veya aurasız olabilir.

Migren aurası nedir?

Aura; migrende ağrı başlamadan önce ortaya çıkan belirtilerdir.

Işık parlamaları, zigzag çizgiler, görme bulanıklığı, bir alanda veya bir bölgede görme kaybı olabilir.

Ayrıca yüz bölgesinde, elde veya bacakta uyuşma/karıncalanma, kas güçsüzlüğü, baş dönmesi, konuşmayla ilgili bozukluklar da görülür.

Migren aurası genellikle baş ağrısı başlamadan bir saat önce ortaya çıkar ve genellikle 60 dakikadan az sürer.

Migren tetikleyici faktörler nelerdir?

Günlük yaşamda birçok etken migreni tetiklemektedir.

Kişiden kişiye değişen ve günlük rutinde migreni tetikleyen unsurları bilerek yaşam şeklinin düzenlenmesi, migren tetikleyicilerinin farkında olarak dikkat etmesi şeklinde önlemlerle migren ataklarından korunabiliriz.

Tetikleyicileri ise şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Stres,
  • Uzun süreli açlık,
  • Çay, kahve, kola (kafein), Alkol,
  • Çikolata, kabuklu kuruyemişler
  • Salam, sosis, Eski peynir,
  • Hava ve mevsim değişikliği (basınç, sıcaklık, nem değişikliği, lodos)
  • Keskin kokular (parfüm gibi)
  • Parlak ışık,
  • Yorgunluk, fazla ya da az uyuma,
  • Yüksek ses,
  • Kadınlarda hormonal değişiklik dönemleri (Adet dönemi)
  • Yükseklik değişiklikleri (rakım, uçak yolculukları)

MİGRENDE TEDAVİ

Migrende akut ve profilaktik (atak önleyici) olmak üzere iki yollu tedavi yaklaşımı vardır.

Etkili baş ağrısı tedavisinde hastaya uygun tedavi seçimi yapılmalıdır ve bu tedavinin ilk aşaması hastalık konusunda bilgi sahibi olmaktır.

ATAK TEDAVİSİ

Atağı durdurmak, şiddetini ve sıklığını azaltmaya yönelik bir tedavidir. Ağrı kesici ilaçların tek başlarına veya birlikte kullanılmasını içermektedir. Yalnız unutmamak gerekir ki fazla ağrı kesici ilaç kullanılması “aşırı ilaç kullanımı baş ağrısına” yol açmaktadır.

PROFİLAKTİK (ATAK ÖNLEYİCİ) TEDAVİ

Migren hastalarında ayda 2’den fazla çok şiddetli atak olması, ayda 4 ya da daha çok ağrılı gün olması, atak ilaçları ile kontrol altına alınamayan durumlarda, atak tedavisine rağmen günlük aktiviteleri engelleyen ataklar olması durumunda atak tedavisinin yanı sıra önleyici tedavi (kişinin her gün kullanacağı bir ilaç tedavisi) başlanmalıdır.

Migren hastalarında önleyici tedavide verilen ilaç etkinliğinin değerlendirilebilmesi için en az 6-8 hafta kullanılmalıdır. Ancak sonrasında atak sayı, süre ve şiddetinde azalma olmaması durumunda ilaç değişikliğinin yapılmasına karar verilir.

Hastaya önleyici tedavinin kesilmesine birlikte karar verileceği, kendi başına ilacı kesmemesi gerektiği vurgulanmalıdır.

Baş ağrısı günlüğü atak sıklığı takibi ve tedavinin etkinliğinin değerlendirilmesi açısından önemlidir.

Migren atakları yaşayan kişinin yaşam şeklinin düzenlenmesi ve tetikleyici faktörler varsa bunlardan kaçınılması önemlidir.

Migren aşısı (iğnesi) nedir, nasıl uygulanır?

Migren aşısı (migren iğnesi) 2018 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından migrenin koruyucu tedavisinde kullanılmak üzere onaylanmıştır.

Migren aşısı, migrenden mustarip kişilerin sıklıkla başvurduğu, migrene özel geliştirilmiş bir tedavi yöntemidir.

CGRP, beyinde ve sinir sisteminde bulunan, salgılandığında damar genişletici etkisi olan bir maddedir. Bu molekülün migren ağrılarında etkili olduğu bilinmektedir. CGRP düzeyleri migren, küme tipi baş ağrısı gibi baş ağrısı ataklarında kanda yükselir, atak düzeldiğinde düşer.

Bu molekülü etkisiz hale getirmek için üretilen ilaçlar enjeksiyon yoluyla vücuda verilebilmektedir. Bugün ilaç olarak kullanılan bu moleküller CGRP adlı migren ağrısına yol açan maddeye karşı geliştirilen antikorlardır. Aşının bir formunda “galcanezumab” etken maddesi doğrudan CGRP’ye bağlanarak onu etkisiz hale getirir.

Antikor olması nedeniyle, her ne kadar ‘aşı’ olarak adlandırılsa da, klasik anlamda bildiğimiz aşılar gibi bir kez yapıldığında, hastalıktan tamamen korunur hale getirmemektedir.

Migren aşısı yapılabilmesi için hastaların bir ay içinde en az dört kez migren atağı geçirmesi şartı vardır. Hamilelerde ve emziren annelerde de migren aşısı uygulanmaz.

Migren aşısı tedavisinin bugüne dek ciddi, tehlikeli bir yan etkisi bildirilmemiştir. Olası yan etkiler iğne yerinde kızarıklık, kaşıntı, enfeksiyon ve genellikle hafif alerjik reaksiyonlardır.

Migren aşısı, ilk ayki yükleme dozundan sonra ayda bir kez yapılan cilt altına iğne şeklinde uygulanır. Kişiden kişiye değişmekle birlikte en az 3 ay düzenli uygulanan migren aşısı tedavisinin olumlu sonuç verme ihtimali çok yüksektir. Dirençli hastalarda migren aşısı farklı tedavilerle kombin edilerek uygulanabilmektedir.

Uzman bir nörolog kontrolünde hastalığın seyri, atak sayısı ve şiddetine göre belirlenen uygun zaman ve şekilde aşı tedavisine başlanabilir.

Tamamlayıcı Tıp yöntemleri:

  • Akupunktur: Bu konuda yapılmış pek çok çalışmada akupunktur ile akut ağrının kontrol altına alındığı, atakların önlendiği gösterilmiştir.
  • Ozon terapi: Ozon tedavisinin antioksidan, dolaşım düzenleyici etkisinden yararlanılmaktadır.
  • Botulinum Toksin tedavisi: Hem migren hem de gerilim baş ağrılarında kullanılabilen ve tek uygulama ile 4-6 ay rahatlık sağlayan bir yöntemdir.
  • Gevşeme egzersizleri ve psikolojik destek
  • Beslenmenin düzenlenmesi ve bitkisel destekler